Prostat Nedir ve Prostat Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?
Prostat Nedir ?Prostat her erkekte doğuştan bulunan idrar kesesini saran ceviz büyüklüğündü bir salgı bezidir. Görevi sperm taşıyan sıvıyı salgılamaktır. Erkeklerde ilerleyen yaşlarda prostat büyümesi görülebilir. Prostatın tedavisini ameliyatsız tedavi etmek için bitkisel prostat setleri bulunmaktadır.
Prostat Varsa Nasıl Anlaşılır ?Hemen bu sorulara odaklanalım o zaman.
Eğer prostatınız varsa
Geceleri sık sık tuvalete çıkabilirsiniz
Aniden idrar yapma isteğiniz olabilir
İdrarı yapmaya başlarken zorlanabilirsiniz
İdrarınızın kesik kesik akması yani idrar akışınız zayıf olabilr
İdrarınızı damlatma veya kaçırma gibi durumlar olabilir
Prostata yakalanmamak için neler yapmalıyız ?Her hastalığın tedavisi tabiî ki uzman diyetisler tarafından hazırlanmış diyet ve spor ! Bunların dışında prostatın önlemek maalesef olanaklı değildir
Biraz önce prostatın belirtileri nelerdir öğrenmiştik peki prostat tanısı nasıl konuluyor ? Bu soruyu öğrenmeden önce bazı terimleri tanımakta fayda var.
İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) — Kanser olmayan iyi huylu sadece idrar akışını engelleyen bir büyümedir
İktidarsızlık — Cinsel ilişkide istenilen sertlik olmaması
Geriye Boşalma — boşalmanın vücut dışına değil vücut içine doğru olması
Sonda — Mesaneden idrar çekmek için kullanılan ve penise sokulan ince, esnek bir borudur.
Sistoskop — Doktorun mesaneyi ve prostatı incelemesine yardım eden bir araçtır.
Şimdide gelelim prostatın tanısının konulmasında
Öncelikle bu tanıyı yapacak uzman hekimimiz ürologdur. Eğer prostat oldugunuzdan şüpheleniyorsanız hemen bir ürologa başvurun.
Prostat tanısında kullanılan bazı yöntemler
Dijital Rektal Muayene (DRE)
Genellikle bu muayane ilk olarak yapılır ve doktora prostat hakkında genel bilgi verir. Doktor rektuma eldiveniyle parmağını sokar ve prostat parçasını hisseder.
Prostata Özel Antijen (PSA) Kan TestiBu kan testiyle prostatın oluşturduğu protein olan PSA oranını saptar. PSA oranı yüksekse tanı konulur
SistoskopiPenisteki idrar yolu açıklığına bir boru yerleştirilir ve prostatın ne kadar büyük olduğunu belirler.
Prostat Varsa Nasıl Anlaşılır ?Hemen bu sorulara odaklanalım o zaman.
Eğer prostatınız varsa
Geceleri sık sık tuvalete çıkabilirsiniz
Aniden idrar yapma isteğiniz olabilir
İdrarı yapmaya başlarken zorlanabilirsiniz
İdrarınızın kesik kesik akması yani idrar akışınız zayıf olabilr
İdrarınızı damlatma veya kaçırma gibi durumlar olabilir
Prostata yakalanmamak için neler yapmalıyız ?Her hastalığın tedavisi tabiî ki uzman diyetisler tarafından hazırlanmış diyet ve spor ! Bunların dışında prostatın önlemek maalesef olanaklı değildir
Biraz önce prostatın belirtileri nelerdir öğrenmiştik peki prostat tanısı nasıl konuluyor ? Bu soruyu öğrenmeden önce bazı terimleri tanımakta fayda var.
İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) — Kanser olmayan iyi huylu sadece idrar akışını engelleyen bir büyümedir
İktidarsızlık — Cinsel ilişkide istenilen sertlik olmaması
Geriye Boşalma — boşalmanın vücut dışına değil vücut içine doğru olması
Sonda — Mesaneden idrar çekmek için kullanılan ve penise sokulan ince, esnek bir borudur.
Sistoskop — Doktorun mesaneyi ve prostatı incelemesine yardım eden bir araçtır.
Şimdide gelelim prostatın tanısının konulmasında
Öncelikle bu tanıyı yapacak uzman hekimimiz ürologdur. Eğer prostat oldugunuzdan şüpheleniyorsanız hemen bir ürologa başvurun.
Prostat tanısında kullanılan bazı yöntemler
Dijital Rektal Muayene (DRE)
Genellikle bu muayane ilk olarak yapılır ve doktora prostat hakkında genel bilgi verir. Doktor rektuma eldiveniyle parmağını sokar ve prostat parçasını hisseder.
Prostata Özel Antijen (PSA) Kan TestiBu kan testiyle prostatın oluşturduğu protein olan PSA oranını saptar. PSA oranı yüksekse tanı konulur
SistoskopiPenisteki idrar yolu açıklığına bir boru yerleştirilir ve prostatın ne kadar büyük olduğunu belirler.
Sinemanın Çekim Dilinin Türkçeleştirilmesi Üzerine
1. Türk Sinemasına Genel Bir Bakış
Ülkemiz coğrafyası ilk kez 1896 yılında sinema ile tanışsa da, ilk yerli film 1914 yılında Fuat Uzkınay tarafından çekilmiş olan "Ayestefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel filmdir. Sinema ile ilgili resmi teşkilatlanma, Şu an da varlığını sürdüren Sinema Genel Müdürlüğü tarihçesine şöyle düşer: "Sinema ile ilgili ilk Devlet Kurumu, 1977 yılında Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü´ne bağlı olarak kurulan, Sinema Dairesi Başkanlığı´dır. Daha sonra Fikir ve Sanat Eserleri Dairesi Başkanlığı ile Sinema Dairesi Başkanlığının konu ve hizmet bakımından benzerlik gösterdiği düşünülerek iki Başkanlık birleştirilmiş,yeni yapı 6 Kasım 1989 tarih ve 20334 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 379 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü olarak oluşturulmuştur... 2 Kasım 2011 tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve Sinema Genel Müdürlüğü olarak yeniden yapılanmıştır."
Sinemaya geç gelen kurumsallaşma, sinemaya olan teşviki olduğu kadar yerelleştirmeyi de geciktirmiş ve sinemacılar kullandıkları terimlerin neredeyse tamamını İngilizce ve Fransızcadan almıştır. Sinema dilinin Türkçeleştirilmesiyle ilgili daha önce özellikle yapılmış bir çalışma bulunmamasıyla birlikte üniversite kitaplarında ve devlet kurumlarında Türkçe terimler verilmektedir.
2. Kamera Hareketleri
Çekim sırasında kameranın bazı temel hareketleri hala yabancı sözcüklerle karşılanmakta olup bazı kaynaklarda da aynı sözcükler verilmektedir. Oysa ki bu sözcükler tanıma uygun olarak Türkçe sözcüklerle karşılanabilmektedir ve bu şekilde kullanılması gerekir.
Pan; kameranın konumunu değiştirmeden sağa veya sola çevirme hareketi olarak kullanılan yabancı bir terimdir. "Yatay çevirme" ya da "Yatay döndürme" olarak kullanılması daha uygundur.
Tilt; kameranın konumunu değiştirmeden yukarı veya aşağı çevirme hareketidir. Açı, dikey eksende hareket edeceği için "Dikey çevirme" ya da "Dikey döndürme" olarak karşılık bulabilir.
Truck; kameranın ileri veya geriye doğru yaptığı mekanik hareketidir. Çeşitli set ekipmanlarıyla yapılabilir. "Yatay ilerletme" olarak isimlendirilmesi Türkçeleştirme açısından daha uygundur.
Dolly; kameranın bir düzlem üzerinde tekerlekli üçayak, kamera taşıyıcı, kamera kızağı yardımıyla kaydırılmasıdır. "Yatay kayma" teriminin kullanılması en doğru tanımdır.
Pedestal; kameranın dikey eksende aşağı veya yukarıya doğru mekanik hareketidir. Türkçeye "Dikey kayma" olarak çevrilebilir.
2. Film Ekibi Unvanları
Rejisör; setteki tüm birimlerin bir arada ve uyumlu çalışmasını sağlayan ve yöneten kişidir. Fransızcadan dilimize geçmiş olup karşılığı "Yönetmen" olarak kullanılmasına rağmen günümüzde de varlığını sürdüren bir terimdir. Karşılığı varken kullanılması yanlıştır.
Art Direktör; setteki ana mizansenin, çevresel faktörlerin seçimi ve kontrolünden sorumlu set çalışanıdır. İngilizce "Art Director" teriminin okunuşunun doğrudan Türkçeye geçirilmesiyle oluşmuştur. Türkçedeki karşılığı "Sanat Yönetmeni" olup, birebir karşılar niteliktedir.
Cinematographer; Türkçedeki "Görüntü Yönetmeni" ile aynı anlama gelse de bazı sinemacılar yönetmenle kamera operatörü aynı kişi olduğunda kullanılan bir unvan olduğunu iddia etmektedir.
Cast Direktörü; başrol dışındaki oyuncuların seçimi ve role uygun olup olmadığından sorumlu kişidir. "Oyuncu seçici" veya "Oyuncu seçmeni" anlamı karşılayan tabirlerdir.
Motion Control Operatörü; çekimde kamera hareketlerini sağlayan kamera robotunu yöneten kişidir. "Hareket kontrolcüsü" veya "Hareket kontrolü uygulayıcısı" denilmesi daha uygundur.
Grip; sette her türlü yardımcı elemana verilen unvandır. Asistanla aynı anlama gelir. "Yardımcı" veya "Yardımcı eleman" olarak çevrilebilir. Örneğin; Kamera Grip yerine Kamera Yardımcı Elemanı veya Kamera Asistanı olarak kullanılır.
Montajcı; çekimler bittikten sonra elde edilen görüntüleri düzenleyip gösterime hazır hale getirir. Görüntüleri senaryoda kurgulanmış sıraya göre düzenlediği için "Kurgu Yönetmeni" olarak bazı sinemacıların diline yerleşmiştir. Bu kullanım daha doğrudur ve anlamı tam olarak karşılamaktadır.
Script Supervizör; çekimde, sahneler arası devamlılığı sağlayıp diyalogları takip eden kişidir. Supervizör sözcüğü Fransızca olup, bir işi denetleyen, kontrol eden anlamına gelir. Bundan dolayı "Sahne denetçisi" veya "Sahne kontrolcüsü" terimleri kullanılabilir.
3. Set Ekipmanlarının İsimlendirilmesi
Objektif; "Mercek" olarak Türkçeleştirilmiştir. Kameranın göreceği çerçeveyi ayarlayan, optik kaydırma ve netleme yapabilen araçtır.
Tripod; kamerayı sabitleyerek titreşim engellemede kullanılan üç ayaklı araçtır. Latince kökenlidir. Türkçeye "Üç ayak" olarak geçmesi daha doğru olur.
Monopod; kamerayı sabitleyerek titreşim engellemede kullanılan tek ayaklı araçtır. Üç ayağın kullanım imkanının dar olduğu yerlerde kullanılır. Latince kökenlidir. "Tek ayak" olarak Türkçeleştirilebilir.
Steadicam; kamerayı, kameramanın beline sabitleyerek ve ya elinde tutacak şekilde sarsıntıyı engellemek için kullanılan görüntü sabitleme aracıdır. "Kamera denge aracı" denilmesi daha doğrudur.
Shoulder Rig; omuzdan destek alarak, kamerayı kameramanın görüş açısına ve kullanıma uygun hale getirmeye yarayan hareketli çekim aracıdır. "Omuz destek aracı" olarak çevrilmesi gerekir.
Slider; yalnızca kamerayı taşımak için tasarlanmış, görüntüyü sarsmadan kamera kaydırma hareketi yapabilen küçük ray sistemidir. "Kamera kızağı" diye Türkçeleştirilebilir.
Dolly; kameranın üç ayakla veya doğrudan yerleştirilerek kaydırma hareketi yapan üç tekerlekten oluşan araçtır. İngilizcedeki terim karşılığı "Kamera taşıyıcı" olup Türkçedeki anlamını karşılar niteliktedir.
Jimmy Jib; kameranın belirli yükseklikten görüntü alacağı çekimlerde, kamerayı gereken yüksekliğe çıkarmak için kullanılır. Bu araç kumanda kontrolü ile yatay ve dikey çevirme hareketlerini de yapabilir. Bu nedenle "Kamera vinci" veya "Kamera askısı" olarak adlandırılması gerekir.
4. Sonuç
Türk Sineması, geçirdiği toplumsal olaylar, savaşlar ve siyasi gelişmelerin etkisinde varlığını sürdürmeye çalışmakla kalmamış, belirli bir gelişme de göstermiştir. Yabancı filmle sinemayı tanıyan ülkemiz, kendi ürünlerini vermekle kalmamış, uluslararası alanda ödüller alan eserleri ve sinemacıları da çıkarmıştır.
Fakat dil konusunda yeterli özenin gösterilmemesi de milli sinemanın oluşmasında gecikmeye neden olmuştur. Bu sebeple her alanda gösterilmeye çalışan yerelleşme, dil konusunda da aynı hassasiyetle devam etmeli ve sinema alanında da Türk
Ülkemiz coğrafyası ilk kez 1896 yılında sinema ile tanışsa da, ilk yerli film 1914 yılında Fuat Uzkınay tarafından çekilmiş olan "Ayestefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel filmdir. Sinema ile ilgili resmi teşkilatlanma, Şu an da varlığını sürdüren Sinema Genel Müdürlüğü tarihçesine şöyle düşer: "Sinema ile ilgili ilk Devlet Kurumu, 1977 yılında Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü´ne bağlı olarak kurulan, Sinema Dairesi Başkanlığı´dır. Daha sonra Fikir ve Sanat Eserleri Dairesi Başkanlığı ile Sinema Dairesi Başkanlığının konu ve hizmet bakımından benzerlik gösterdiği düşünülerek iki Başkanlık birleştirilmiş,yeni yapı 6 Kasım 1989 tarih ve 20334 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 379 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü olarak oluşturulmuştur... 2 Kasım 2011 tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve Sinema Genel Müdürlüğü olarak yeniden yapılanmıştır."
Sinemaya geç gelen kurumsallaşma, sinemaya olan teşviki olduğu kadar yerelleştirmeyi de geciktirmiş ve sinemacılar kullandıkları terimlerin neredeyse tamamını İngilizce ve Fransızcadan almıştır. Sinema dilinin Türkçeleştirilmesiyle ilgili daha önce özellikle yapılmış bir çalışma bulunmamasıyla birlikte üniversite kitaplarında ve devlet kurumlarında Türkçe terimler verilmektedir.
2. Kamera Hareketleri
Çekim sırasında kameranın bazı temel hareketleri hala yabancı sözcüklerle karşılanmakta olup bazı kaynaklarda da aynı sözcükler verilmektedir. Oysa ki bu sözcükler tanıma uygun olarak Türkçe sözcüklerle karşılanabilmektedir ve bu şekilde kullanılması gerekir.
Pan; kameranın konumunu değiştirmeden sağa veya sola çevirme hareketi olarak kullanılan yabancı bir terimdir. "Yatay çevirme" ya da "Yatay döndürme" olarak kullanılması daha uygundur.
Tilt; kameranın konumunu değiştirmeden yukarı veya aşağı çevirme hareketidir. Açı, dikey eksende hareket edeceği için "Dikey çevirme" ya da "Dikey döndürme" olarak karşılık bulabilir.
Truck; kameranın ileri veya geriye doğru yaptığı mekanik hareketidir. Çeşitli set ekipmanlarıyla yapılabilir. "Yatay ilerletme" olarak isimlendirilmesi Türkçeleştirme açısından daha uygundur.
Dolly; kameranın bir düzlem üzerinde tekerlekli üçayak, kamera taşıyıcı, kamera kızağı yardımıyla kaydırılmasıdır. "Yatay kayma" teriminin kullanılması en doğru tanımdır.
Pedestal; kameranın dikey eksende aşağı veya yukarıya doğru mekanik hareketidir. Türkçeye "Dikey kayma" olarak çevrilebilir.
2. Film Ekibi Unvanları
Rejisör; setteki tüm birimlerin bir arada ve uyumlu çalışmasını sağlayan ve yöneten kişidir. Fransızcadan dilimize geçmiş olup karşılığı "Yönetmen" olarak kullanılmasına rağmen günümüzde de varlığını sürdüren bir terimdir. Karşılığı varken kullanılması yanlıştır.
Art Direktör; setteki ana mizansenin, çevresel faktörlerin seçimi ve kontrolünden sorumlu set çalışanıdır. İngilizce "Art Director" teriminin okunuşunun doğrudan Türkçeye geçirilmesiyle oluşmuştur. Türkçedeki karşılığı "Sanat Yönetmeni" olup, birebir karşılar niteliktedir.
Cinematographer; Türkçedeki "Görüntü Yönetmeni" ile aynı anlama gelse de bazı sinemacılar yönetmenle kamera operatörü aynı kişi olduğunda kullanılan bir unvan olduğunu iddia etmektedir.
Cast Direktörü; başrol dışındaki oyuncuların seçimi ve role uygun olup olmadığından sorumlu kişidir. "Oyuncu seçici" veya "Oyuncu seçmeni" anlamı karşılayan tabirlerdir.
Motion Control Operatörü; çekimde kamera hareketlerini sağlayan kamera robotunu yöneten kişidir. "Hareket kontrolcüsü" veya "Hareket kontrolü uygulayıcısı" denilmesi daha uygundur.
Grip; sette her türlü yardımcı elemana verilen unvandır. Asistanla aynı anlama gelir. "Yardımcı" veya "Yardımcı eleman" olarak çevrilebilir. Örneğin; Kamera Grip yerine Kamera Yardımcı Elemanı veya Kamera Asistanı olarak kullanılır.
Montajcı; çekimler bittikten sonra elde edilen görüntüleri düzenleyip gösterime hazır hale getirir. Görüntüleri senaryoda kurgulanmış sıraya göre düzenlediği için "Kurgu Yönetmeni" olarak bazı sinemacıların diline yerleşmiştir. Bu kullanım daha doğrudur ve anlamı tam olarak karşılamaktadır.
Script Supervizör; çekimde, sahneler arası devamlılığı sağlayıp diyalogları takip eden kişidir. Supervizör sözcüğü Fransızca olup, bir işi denetleyen, kontrol eden anlamına gelir. Bundan dolayı "Sahne denetçisi" veya "Sahne kontrolcüsü" terimleri kullanılabilir.
3. Set Ekipmanlarının İsimlendirilmesi
Objektif; "Mercek" olarak Türkçeleştirilmiştir. Kameranın göreceği çerçeveyi ayarlayan, optik kaydırma ve netleme yapabilen araçtır.
Tripod; kamerayı sabitleyerek titreşim engellemede kullanılan üç ayaklı araçtır. Latince kökenlidir. Türkçeye "Üç ayak" olarak geçmesi daha doğru olur.
Monopod; kamerayı sabitleyerek titreşim engellemede kullanılan tek ayaklı araçtır. Üç ayağın kullanım imkanının dar olduğu yerlerde kullanılır. Latince kökenlidir. "Tek ayak" olarak Türkçeleştirilebilir.
Steadicam; kamerayı, kameramanın beline sabitleyerek ve ya elinde tutacak şekilde sarsıntıyı engellemek için kullanılan görüntü sabitleme aracıdır. "Kamera denge aracı" denilmesi daha doğrudur.
Shoulder Rig; omuzdan destek alarak, kamerayı kameramanın görüş açısına ve kullanıma uygun hale getirmeye yarayan hareketli çekim aracıdır. "Omuz destek aracı" olarak çevrilmesi gerekir.
Slider; yalnızca kamerayı taşımak için tasarlanmış, görüntüyü sarsmadan kamera kaydırma hareketi yapabilen küçük ray sistemidir. "Kamera kızağı" diye Türkçeleştirilebilir.
Dolly; kameranın üç ayakla veya doğrudan yerleştirilerek kaydırma hareketi yapan üç tekerlekten oluşan araçtır. İngilizcedeki terim karşılığı "Kamera taşıyıcı" olup Türkçedeki anlamını karşılar niteliktedir.
Jimmy Jib; kameranın belirli yükseklikten görüntü alacağı çekimlerde, kamerayı gereken yüksekliğe çıkarmak için kullanılır. Bu araç kumanda kontrolü ile yatay ve dikey çevirme hareketlerini de yapabilir. Bu nedenle "Kamera vinci" veya "Kamera askısı" olarak adlandırılması gerekir.
4. Sonuç
Türk Sineması, geçirdiği toplumsal olaylar, savaşlar ve siyasi gelişmelerin etkisinde varlığını sürdürmeye çalışmakla kalmamış, belirli bir gelişme de göstermiştir. Yabancı filmle sinemayı tanıyan ülkemiz, kendi ürünlerini vermekle kalmamış, uluslararası alanda ödüller alan eserleri ve sinemacıları da çıkarmıştır.
Fakat dil konusunda yeterli özenin gösterilmemesi de milli sinemanın oluşmasında gecikmeye neden olmuştur. Bu sebeple her alanda gösterilmeye çalışan yerelleşme, dil konusunda da aynı hassasiyetle devam etmeli ve sinema alanında da Türk